Bir zamanlar, rengarenk yollarla örülü, güneşin her sabah gülümseyerek doğduğu Araba Şehri adında büyük ve canlı bir şehir varmış. Bu şehirde yalnızca insanlar değil, konuşabilen ve düşünebilen akıllı araçlar yaşarmış. Arabalar, otobüsler, kamyonlar, motosikletler ve hatta sevimli minik bisikletler bile kendi aralarında konuşur, yardımlaşır ve maceralara atılırlarmış.

Araba Şehri’nin en hızlı arabası, kırmızı renkte parlayan ve motor sesiyle herkesi etkileyen Vitesli Veli’ymiş. Veli her sabah erkenden uyanır, şehrin yollarında turlar atar ve motorunu çalıştırarak “vııınnn!” sesiyle herkese günaydın dermiş.

Veli’nin çok sevdiği üç arkadaşı varmış: Korna Kadir, renkli ve güler yüzlü bir kamyon; Direksiyon Derya, yavaş ama dikkatli ve sabırlı bir otobüs; ve Frenli Ferit, minik ama çevik bir motosiklet. Bu dörtlü, her zaman birbirlerine yardım eder, sorunları birlikte çözerlermiş.

Bir sabah, Araba Şehri Belediye Başkanı Tekerlek Tamer, büyük bir duyuru yapmış:

“Dikkat dikkat! Bu pazar, yıllık Araba Şehri Yarışı yapılacaktır! Tüm araçları yarışa katılmaya davet ediyoruz!”

Bu haberi duyan Veli çok heyecanlanmış. “Bu yarışa katılmalıyım!” demiş. Kadir, Derya ve Ferit de onun yanında olacaklarını söylemişler.

Günler süren hazırlıklar başlamış. Veli, motorunu kontrol ettirmiş, lastiklerini yenilemiş. Kadir, yarış alanına dev bir su bidonu ve tamir seti taşımış. Derya, izleyici çocukları yarış alanına götürmekle ilgilenmiş. Ferit ise rota üzerinde keşif yaparak engelleri önceden belirlemiş.

Yarış günü geldiğinde Araba Şehri bayraklarla süslenmiş. Yarışa birçok araç katılmış ama herkesin favorisi elbette Veli’ymiş.

Yarış başladığında, Veli hızla öne geçmiş. Ancak birkaç dakika sonra yolda büyük bir su birikintisiyle karşılaşmış. Fren yapmak zorunda kalmış. Tam o anda, Kadir hızla yanına gelmiş. Kasasında taşıdığı tahta parçalarıyla geçici bir köprü kurmuş. Veli köprüden geçerek yarışa devam etmiş.

Az ileride, çamurlu bir yamaçta Veli’nin lastiği patlamış. Bu kez Ferit hemen devreye girmiş. Çantasından yedek lastik çıkararak Veli’nin lastiğini hızla değiştirmiş. Tüm bu yardımlarla, Veli yarışı tekrar önde götürmeye başlamış.

Son virajda, kalabalığın arasından çocukların tezahüratları duyulmuş: “Haydi Veli! Başarabilirsin!” Veli, arkadaşlarının desteğini ve çocukların sevgisini hissederek son gücüyle gaza basmış ve bitiş çizgisini ilk geçen araç olmuş.

Yarış sonunda, Veli’ye büyük bir kupa verilmiş. Ama Veli kupayı havaya kaldırırken şöyle demiş: “Bu kupa sadece benim değil! Kadir’in yardımı, Ferit’in hızı, Derya’nın desteği olmadan bu yarışı kazanamazdım!”

Tüm şehir Veli’yi ve arkadaşlarını alkışlamış. Akşam olduğunda, büyük bir kutlama yapılmış. Araçlar dans etmiş, farlarıyla gökyüzüne renkli ışıklar göndermiş. Çocuklar ise şarkılar söyleyip eğlenmiş.

O günden sonra, Araba Şehri’nde birlik ve dostluk daha da artmış. Veli ve arkadaşları her gün yeni bir maceraya atılmak için sabahları heyecanla uyanmış.

Ve masal burada biter.